Geçtiğimiz hafta sonu Jon Hoffman bizlerle birlikteydi

Geçtiğimiz hafta İstanbul’da ikinci defa kutladığımız 4sqDay 2013 heyecanı daha yatışmadan, New York merkez ofisinden gelen bir e-mail ile yeni bir heyecan ve sevinç yaşadık. Foursquare’in perde arkasındaki sofistike veritabanında uzun süredir emeği geçmiş en eski yazılım mühendislerinden biri olan Jon Hoffman İstanbul’a kısa bir ziyaret yapacaktı ve New York HQ bizim bu buluşmayı gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceğimizi merak ediyordu.

Hatırlarsanız geçen sene de düzenlediğimiz Yaza Veda etkinliğinde yine New York ofisinden Nina bizlerle birlikte olmuştu. Fakat bu sene,hem bir yandan 4sqDay 2013 hazırlıkları için koşturmamızdan dolayı, hem de bu ikinci organizasyonun çok spontane gerçekleşmesi sebebiyle, Jon ile Foursquare Türkiye ekibi olarak kendi aramızda geçtiğimiz Cumartesi akşamı buluşmaya karar verdik.

Jon HoffmanEkibimizin temsilci üyeleri ile Beyoğlu’nda bir araya geldiğimiz Jon, yabancı bir ülkede tek başına bizim kararlaştırdığımız mekana rahat gelebilecek mi diye düşünmemize fırsat vermeden, bir anlamda kendi çocuğu olan Foursquare sayesinde kendinden emin bir şekilde geç kalmadan yanımıza geldi. Jon ile yemek eşliğinde sıcak bir sohbet kurduk. Kendimizi teker teker tanıttıktan sonra söylediği ilk cümle, yolda gelirken ne kadar çok fazla mekanda yirmili otuzlu checkinlere rastladığı ve İstanbul’daki Foursquare popülerliğinin dikkatini çektiği oldu. Sohbeti ilerletirken Jon’a birkaç gün önce düzenlediğimiz 4sqDay 2013 etkinliğimizin fotoğraflarını gösterdik. Üstüne de yaptığımız hazırlıklar ve verdiğimiz emekleri, tweetwall’umuzu, infografik yazılarımızı anlatıp etkinlik için hazırladığımız t-shirt’lerden birini hediye ettiğimizde gerçekten çok mutlu oldu ve etkilendiğini söyledi. Jon, Foursquare’in resmi blog’unda yayınlanan yazıda, dünyada yapılan diğer tüm kutlamalarla İstanbul’daki etkinliğimizi karşılaştırdı ve etkinlikler arasındanki en kapsamlı olanın İstanbul olduğunu söylediğinde itiraf etmeliyiz ki oldukça sevindik.

Jon HoffmanDaha sonra Jon ile Türkiye’deki Foursquare kullanıcılarından, ülke olarak dünya sıralamasındaki yerimizden, en fazla check-in yapılan mekanlardan, en son TT Arena’da kırılan check-in rekorundan, jumper’lardan ve spam yapan kullanıcılardan da biraz bahsettik.  Bu arada Jon, özellikle Türk Telekom Arena’daki oluşturulan kampanyada maçta oynanan topun hediye edilmesini çok ilginç buldu.

Güzel yemek sohbetinin ardından Jon ile sohbetimiz devam etti.  Türk misafirperverliğinin yanısıra, Foursquare’in ülkemizde daha da verimli ve doğru şekilde çalışabilmesi için öneriler sunduk. Zaten kendisi de iletmek istediğimiz konular olacağını düşünerek hazırlıklı gelmişti ve hemen not defterini çıkardı. Ardından bizler de  hevesle önceden belirlediğimiz konuları bir bir sorduk.

İlk bahsettiğimiz, ülkede checkin sıralamasında en baştaki iki mekan olan Boğaziçi Köprüsü ve Bağdat Caddesi’ni örnek göstererek, nokta merkezli olmayan mekanların veritabanında nasıl konumlandırılacağı oldu. Jon bu tarz mekanların farkında olduklarını, bu konu üzerinde çalışma yaparak geliştirtireceklerinden bahsetti. Bu geliştirmeyle birlikte otoyol,  köprü ve cadde gibi uzunlamasına olan mekanlar gelecekteki arama sonuçlarında daha rahat karşımıza çıkacak gibi gözüküyor.

Jon HoffmanDaha sonra Türkiye’de kullanılan adres sisteminden bahsettik, mekan adreslerinde eyalet alanının gereksizliğinden, il ve ilçe bazında adres girişlerini nasıl daha iyileştirebileceğimizden, Türkçe karakterlerden dolayı bölge isimlerinin biraz karışıklığın üzerinde konuştuk. Bizim fikirlerimizi dikkatle not alan Jon, bu konuyu da gerekli departmanlara ileteceğini söyledi.

Uygulamanın Türkçe’ye çevirisi sırasında yaşanan algoritmik gramer hataları üzerinde de konuştuk. Arkadaşlarımızın check-in’lerini nasıl bozuk bir yazım şekliyle gördüğümüzden, düzeltilebilmesi için neler yapılması gerektiğinden, Türkçe’nin sondan eklemeli bir dil olmasının İngilizce’den direk çevirilmesinde nasıl sorunlar çıkarttığını örnekli olarak gösterdik. Jon, çeviri için tuttukları dış kaynaklı başka bir şirketin bulunduğunu, bu gramer düzenlemelerinin gerekliliğinin oraya iletileceği sözünü verdi.

İlerleyen saatlerde mobil uygulama hakkındaki yorumlarımızı ve fikirlerimizi aldı. O anda tespit ettiğimiz bir iki bug’ı not aldı. Kullanıcılar tarafından sıkça sorulan Nokia uygulama desteğiyle ilgili olarak da kendisine bizzat konuyu açınca, maalesef Foursquare’in Symbian platformunu resmi olarak desteklemediğini, yapılan üçüncü parti uygulamalarına API’lerini verdiklerinden bahsetti. Bizlere ayrıca iOS platformunda yürürlüğe geçmemiş bazı beta özelliklerden bahsedip başka hiç bir kaynaktan elde edemeyeceğimiz bilgileri de çıtlatmış oldu.

Bütün akşam hediye ettiğimiz T-shirtü üzerinden çıkartmayan Jon ile muhabbetimizi yemek sonrası Türk tatlılarıyla sonlandırdık.

Jon HoffmanGrubumuzun evsahipliğinden mutlu olduğunu bizlerle tanıştığına da çok memnun olduğunu belirten Jon, İstanbul hakkında tavsiyelerimizi aldı ve teklifimiz üzerine ertesi Pazar günü de beraber olmaktan memnuniyet duyacağını ifade etti.

Birlikteliğimizin ikinci gününde ise Jon’un Büyük Ada’yı görmesini sağladık. Urfa kebabıyla tanıştırıp Türk mutfağına bir kez daha hayran kalmasını sağladıktan sonra bisikletle kendimizi Büyükada yollarına vurduk. Yeşil alanları, doğal güzellikleri ve tarihi yerleri görmesini sağlayıp, fotoğraf arşivini genişlettikten sonra kendisine tavla oynamayı bile öğrettik. Uzun bir vapur yolculuğundan sonra anakaraya ayak bastık ve Taksim Meydanı’nda yaptığımız son ortak check-in’imizle bu önemli buluşmayı sonlandırmış olduk.

Jon Hoffman

Berke Hitay

Profesyonel Müzisyen + Teknolojisever. 9 Ocak 2010'dan beri foursquare kullanıcısı ve SU level3.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.